Sosyal Anksiyete
SOSYAL ANKSİYETE NEDİR?
Birileriyle konuşmak zorunda kalmak sizin için bir kabus mu? Bir telefon konuşmasından kaçmak için günlerce erteleme yapar mısınız? Arkadaş sohbetinde söylediğiniz bir söz sebebiyle kendinizi küçük düşmüş hissedip onlarla bir daha görüşmek istememek size tanıdık mı? Tanımadığınız kişilerin karşısında olma fikri başınızı döndürüyor, midenizi bulandırıyor, kalbinizi hızlandırıyor mu? Tüm bu örnekler çok tanıdık diyorsanız sosyal anksiyete bozukluğunu daha yakından tanımak sizin için faydalı olabilir.
Sosyal anksiyete bozukluğu kişinin sosyal durumlarda hissettiği aşırı kaygı, korku duygularının oluşturduğu bir anksiyete rahatsızlığıdır. Sosyal fobi adıyla da karşımıza çıkar. Kişi başka gözler tarafından seyredilme, yargılanma ve eleştirilme düşünceleriyle büyük bir kaygı ve korku yaşar, yoğun olarak hissettiği duygu utançtır. Yaşadığı bu duygular kişiyi sosyal durumlara sıkıntılı bir biçimde katlanma ya da sosyal ortam ve durumlardan tamamen uzaklaşma konumuna sürükleyebilir. Kişiler yaşadıkları korkunun yersiz olduğunu bilir ama bunu yine de engelleyemezler. Haftalar sonra yapacakları bir sunum için o zamana dek süren bir korku, panik ve kaygıyla mücadele etmek zorunda kalırlar. Birçok sosyal durum yaşadıkları korku ve kaygıyı tetikleyebilir.
SOSYAL ANKSİYETE BELİRTİLERİ NELERDİR?
- Sosyal durumlarda yaşanan yoğun kaygı
- Sosyal durum ve ortamlardan kaçınma
- Fiziksel olarak yaşanan anksiyete belirtileri (kalp çarpıntısı, titreme, kasılma, mide bulantısı, terleme vb)
BELİRTİLERİN EN SIK GÖRÜLDÜĞÜ DURUMLAR NELERDİR?
- Küçük sosyal gruplarda bulunmak
- Yeni insanlarla tanışma, yabancılarla konuşma
- Toplum içinde bir şey yeme- içme
- Başkalarının yanında telefonla konuşma
- Topluluk önünde konuşma ya da sunum yapma
- Odak olma
- Bir ortama sonradan dahil olma
- Göz teması kurma
- Başkalarının yanında soru sormak
- Yabancı insanlarla etkileşime girmek
SOSYAL ANKSİYETEYE NE SEBEP OLUR?
Sosyal kaygı bozukluğu tek bir sebebe bağlanamaz. Psikolojik, çevresel ve fizyolojik faktörler bu fobinin gelişiminde etkili olmaktadır.
Fizyolojik faktörler: Serotonin dengesizliği kişinin beyin reaksiyonlarında bir takım değişikliklere sebep olabilir. Sinir hücreleri arasındaki etkileşim eğer gerektiği gibi olmazsa stresli durumlarda bilgiler beyne gerektiği gibi iletilemeyebilir ve örneğin anksiyeteye sebep olabilir.
Genetik aktarımın da sosyal anksiyetede etkili olduğıu bilinmektedir.
- Biyolojik faktörler: Sosyal anksiyete serotonin dengesizliğiyle ilişkili olabilir. Serotonin bir nörotransmiterdir. Nörotransmiterler, sinir hücreleri arasındaki haberleşmeye yardımcı olan kimyasallardır. Eğer dengeleri bozulursa, bilgiler beyinde gerektiği gibi iletilmez. Bu da stresli durumlarda beynin reaksiyonunu değiştirebilir, örneğin anksiyeteye sebep olabilir. Sosyal anksiyete kişiye genetik aktarımla da gelebilir.
- Psikolojik faktörler: Sosyal anksiyete kişinin geçmişte yaşadığı ve hissetmekten korktuğu bir durumla karşılaşması ve bu durumu yaşamının tümüne genellemesi sonucu oluşmuş olabilir.
- Çevresel faktörler: Kişinin sosyal anksiyete bozukluğu yaşamasında kendi yaşadıkları kadar etrafındakilerin yaşadıklarını gözlemlemesi de etkili olabilir. Örneğin sunum yapan birinin dil sürçmesi sebebiyle yaşadığı alaya alınma durumuna şahit olmuş ve bu sebeple sunum korkusu geliştirmiş olazbilir. Ayrıca ailesi tarafından aşırı korumacı bir tutumla yetiştirilen çocuklar sosyal beceri gelişimi yönünden eksik kalabilirler.
SOSYAL ANKSİYETE NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Kişinin terapiye gelerek yaşadığı durumu anlatmasıyla tedavi süreci başlar. Yaşadığı kaygının kökeninin ne olduğu, hangi durumlarda bu kaygıyı daha sık ve yoğun yaşadığı, geçmiş tecrübelerinin bu yaşantıda etkili olup olmadığı gibi konular üzerinden kişinin yaşadığı sıkıntının tam olarak anlaşılması tedavide ilk basamak olarak yer bulur. Özsaygı ve sosyal beceri terapide gelişimi hedeflenen, sosyal fobiyle başa çıkmada kişiye en çok yardımcı olabilecek iki kazanımdır. Kişinin yaşadığı kaygının düzeyine göre ilaç tedavisiyle birlikte desteklenen bir psikoterapi süreci de yürütülebilir.
Merkezimizde alanında uzman psikolog, klinik psikolog, psikoterapist, aile danışmanı, çift ve aile terapisti ve cinsel terapistler görev almaktadır. Kadromuzda bulunan uzman psikologlar, Ataşehir ve Nişantaşı merkezlerimizde çalışma programlarına göre saat 08:00 – 21:00 arasında hizmet vermektedir. Ofisimiz randevu sistemi ile çalıştığından dolayı mutlaka telefonla arayıp randevu almanızı öneririz.
Ataşehir Ofisimiz
ADRES: Brandium Rezidans A Kapısı R2 Blok D:102 K:10 Küçükbakkalköy – Ataşehir – İstanbul
TELEFON: 0 532 716 60 33 / 0216 504 46 09 / 0542 504 22 42
E-POSTA: bilgi@eslikpsikoloji.com
Nişantaşı Ofisimiz
ADRES: Valikonağı cad. Şakayık sok. no:42 Ihlamur palas apt. Teşvikiye – Nişantaşı – İstanbul
TELEFON: 0 532 716 60 33 / 0216 504 46 09 / 0542 504 22 42
E-POSTA: bilgi@eslikpsikoloji.com