Çocuklarda Özgüven
Özgüven kişinin kendini sevmesi, tanıması, kendine güvenmesi, duygu ve yeteneklerini tanıması olarak tanımlanabilir. Özgüven psikolojik olarak var olabilmenin temelinde yer alır. İki tür özgüven vardır; iç özgüven ve dış özgüven. İç özgüven, kendimizle barışık olmaya ve kendimizden memnun olmaya yönelik hislerimizken dış özgüven, diğerlerine kendimizden emin olduğumuz mesajını veren tavır ve davranışlarımızdır. Özgüven doğumdan itibaren gelişmeye başlayıp hayat boyu devam eder. Çocuklar ergenlikte özgüvenlerini değerlendirip şekillendirmeye başlarlar. Çocuklukta çoğunlukla ailenin verdiği geri bildirimler dahilinde gelişen özgüven okul çağıyla birlikte dış etmenlerden de etkilenmeye başlar ve ailenin yanında öğretmen ve akran yorumları gibi kaynaklardan da beslenir. Küçük yaştaki çocuklar üzerinde yapılan araştırmalarda, yaşamın ilk üç veya dört yılında ebeveynlerin çocuk yetiştirme şeklinin bu ilk yıllarında çocuğun sahip olduğu özgüveni belirlediği bulgusuna ulaşılmıştır.
Özgüven eğitimi konusunda anne babanın görevleri şöyle sıralanabilir:
*Çocukların kendilerini ifade etmelerine yardımcı olmak
*Değişmeye hakları olduğunu bilmek
*Çocuklara örnek olacak davranışlarda bulunmak
*Çocuğa ihtiyacı olan desteği vermek
*Yapıcı eleştirilerde bulunmak
*Bağımsızlaşmalarına yardımcı olmak
*Umutlu bir gelecek düşünmelerine ışık tutmak
*Sorun çözme yollarını öğretmek
*Duygularını kontrolünde yardımcı olmak
*Problem çözme ve karar verme yollarını öğretmek
Ebeveynlerin özgüvenleri ve çocukların özgüven problemlerine verdiği tepkiler büyük oranda paralellik göstermektedir. Anne babalar kendi yetenek ve değerleri konusunda şüphe duyuyorsa kendi eksiklerini çocukları üzerinden tamamlamayı hedefleyerek çocuklarından aşırı isteklerde bulunabilirler, bu durum da çocuklar üzerinde yetersizlik hissi yaratıp özgüven sorunu yaşamalarıyla sonuçlanabilir. Aşırı talepkar anne babalar çocukları güvensizliğe ve tedirginliğe sürüklerken aşırı korumacı ebeveynler de çocuklarında aynı etkiyi yaratmaktadır.
İç saygı, benlik kavramları anne babaların çocuklarına gösterdikleri sevgiyle paralel olarak ilerler. Yetişkinler, anne babasının verdiği eğitimi genellikle, sevgi faktörünü birinci plana alarak değerlendirirler. Danışmanlık sürecinde pek çok birey çocukken sevilmedikleri ve bu sebeple mutsuz olduklarını söylemişlerdir. “Annem babam beni gerçekten seviyor muydu anlayamıyordum. Benim için her şeyi yaptılar ama sanki bir görev ve sorumluluk olarak yapıyorlardı. Bunları yapmak yerine keşke beni sevdiklerini ve bana ne kadar değer verdiklerini söyleselerdi ”. Çocuklarını çok sevdikleri halde onları şımartmaktan korktukları için sevgilerini göstermekten geri duran pek çok anne baba, çocuklarının benlik saygılarının gelişimine farkında olmadan zarar vermişlerdir.
Araştırmalara göre anne-baba tutumlarının çocukların kendini kabul düzeyleri üzerinde büyük bir etkisi olduğu bilinmektedir. Anne tutumunun hem kızların hem de erkeklerin kendini kabul düzeyini aynı şekilde etkilediği, annenin demokratik olma eğilimi arttıkça, gençlerin kendini kabul düzeyinin yükseldiği, azaldıkça da kendini kabul düzeylerinin düştüğü sonucu bilinmektedir. Babaların tutumunun, kızların kabul düzeyini aynı şekilde etkilediği, fakat erkek çocuklarına karşı kontrollerinin arttığı ve erkeklerde kendini kabul düzeyinin düşük olduğu bilinmektedir.
Yukarıdaki bilgiler ışığında anne baba tutumlarının çocukların özgüvenleri üzerindeki etkisinin önemli bir yere sahip olduğu bilgisine ulaşılmaktadır. Ebeveynler çocuklarının özgüvenli olmasını isterken bu durum üzerindeki etkilerinin ne kadar büyük olduğunu genellikle göz ardı etmekte ve problemleri yalnızca çocuklara bağlı olarak değerlendirmektedirler. Ebeveyn olarak çocuğun gelişmiş bir özgüvene sahip olması için önemli bir yere sahip olduğunuzu ve çocuğunuzun geleceğini şekillendirmedeki yerinizi unutmamak ona daha iyi bir gelecek hazırlamanıza yardımcı olacaktır.
Merkezimizde alanında uzman psikolog, klinik psikolog, psikoterapist, aile danışmanı, çift ve aile terapisti ve cinsel terapistler görev almaktadır. Kadromuzda bulunan uzman psikologlar, Ataşehir ve Nişantaşı merkezlerimizde çalışma programlarına göre saat 08:00 – 21:00 arasında hizmet vermektedir. Ofisimiz randevu sistemi ile çalıştığından dolayı mutlaka telefonla arayıp randevu almanızı öneririz.
Ataşehir Ofisimiz
ADRES: Brandium Rezidans A Kapısı R2 Blok D:102 K:10 Küçükbakkalköy – Ataşehir – İstanbul
TELEFON: 0 532 716 60 33 / 0216 504 46 09 / 0542 504 22 42
E-POSTA: bilgi@eslikpsikoloji.com
Nişantaşı Ofisimiz
ADRES: Valikonağı cad. Şakayık sok. no:42 Ihlamur palas apt. Teşvikiye – Nişantaşı – İstanbul
TELEFON: 0 532 716 60 33 / 0216 504 46 09 / 0542 504 22 42
E-POSTA: bilgi@eslikpsikoloji.com