Başkalarını Koşulsuz Kabul Etme
Hoşgörünün aşırılığı duyarsızlığa yol açar, tamamen saygı ve kabul etmeye dayalıdır. Sevmediğimiz insanları da kabul ederiz. Sevgi ve saygı farklı duygu durumlarıdır.
Günahı değil, günahı yapanı kabul ederiz. Insana saygı duymak onu birey olarak kabul etmektir.
Hayal kırıklığı öfkenin birincil duygusudur. Bir şey olur, o duygunun devamı olarak öfkeleniriz. Öfke ilk duygu değildir. Hayal kırıklığı yaşadığımız zaman ikincil olarak öfkeleniriz. Hayal kırıklığına dayanma gücü kendini kabul etmekle ilgilidir. Kendini kabul eden, hayal kırıklığına uğrayacağını da kabul eder. Kendini ve başkalarını da kabul edenler; bir olumsuzluk olduğunda hayal kırıklığını da kabul edebilirler.
İhanete uğrayıp kabul etme simbiyotik patolojik ilişkilerdir. Kendini kabul eden bunu kabul etmez. Beni istemiyor ben de istemeyip giderim. İyi kabul edilen ya da kabul edilmeyen reddedilen olacak. Ya sizin düzleminizde ya da sizin düzleminizin dışına çıkıldığında kabul zorlaşır. Kabul duyguları farklılıklarına rağmen kabul etmektir.
Şanssızlıklar ne kadar kötü olurlarsa olsunlar varolmak zorundalardır.
Başarı güveni ile özgüven arasında farklılık vardır. Başarı, güveni bir şeyi başaracağımıza dair olan inancımızdır. Bu özgüven demek değildir. Özgüven kendine güvenmek ondan sonra da kendine saygı duymak, kendi benliğini kabul etmekle devam eden bir süreçtir.. Tersi durumda kendini şartlı olarak kabul etmiş olursunuz.
Danışan ve danışman ilişkisi açısından da kabul etme… Danışman, danışana kendini koşulsuz bir biçimde kabul etmeyi öğretmelidir. Danışan, danışman iletişiminde en önemli mesele budur.Kendini kabul, başkalarını kabul ondan sonra da gerçekçi bir şekilde kendinle yüzleşme.
Kendini tanıma hangi hususlarla gelişiyor:
Özbilinç, özfarkındalık (self-awareness). Düşünce sistemlerimiz nasıl çalışıyor. Yaşadığımız sorunlar nasıl kendimiz tarafından çözülüyr. Hep bağırarak mı, başkalarına kızarak mı, güç kullanarak mı? Kontrol meselesini bilmek; içsel miyiz, dışsal mı? Anksiyetelerimiz, belirsizliklere karşı dayanma gücümüz ne durumdadır. Temel ilişkilerde aramızdaki farklılıklar nelerdir. Başkalarıyla etkileşim, iletişim halindeyken kendimizi tanıyabilir, değerlendirebiliriz. İçten mi, dıştan mı denetimli olduğumuz bir paradigmayı gösterir. Ben paradigmam ile yaptığım şeyin sorumluluğunu alıyorum yoksa başkalarına mı atıyorum.
Socrates, Platon hep kendini tanımakla ilgili kelam etmilerdir. Kendine karşı doğru ol. Geceden sonra gündüz geleceğini kabul et; kendine karşı buna göre davran.
Özsaygımız; psikolojik ihtiyaçlardan ziyade özsaygımızın güçlendirilmesi önemlidir. (Kendini tanıma) Kendini geliştirme için yeni yeteneklerin keşfedilmesi, kendini tanıma kişisel gelişim yerine ona engel olabilir. Eğer kişi kendini kabul etmiyorsa böyle bir tehlike var. Olumsuz hiçbir yanını görmayip yeni bilgiler kazanamayacak ve kendini geliştiremeyecek. Negatif bir şeyle karşılaştığımda rencide olma, aşağılanma hissediyorsa zarar verir. Bunun olmaması için önce kendimi kabul.
Kişisel gelişim engelleri olarak da Mazlow; ‘Biz bireyler kendimizi değersiz, yetersiz hisederek tüm yeni bilgilerden kaçınma eğilimindeyiz. Kendimizle ilgili bu yönlerle yüzleşmemek için görmezden gelme, kaçınma eğilimindeyiz. Bu eğilim yeteneklerimizi, iyi yönlerimizi ve potansiyelimizi de görememeye neden olur. Bu direnç kendi büyüklüğümüze karşı koyan bir çabadır’.’ Der.
Freud, bireyin göstereceği en iyi çaba kendine karşı tamamen dürüst olmasıdır. (Bunu ancak kendini koşulsuz kabul eden bireyler yapabillir.’
Bireyin kendisiyle ilgili yeni bir bilgi arayışı bir bilinmeyene yönelmektir. Kişinin kendisini bilmesi gerekli bir nokta iken; gelişmeyi engelleyen bir durum olabilir.
Tüm bu engellere karşı birey nasıl gelişecek?
Özsaygısı düşük, kendisiyle ilgili bilgi edinmeye direnç gösteren kişi aynı rezistansları başkalarıyla olan ilişkilerinde de kullanır.
Bu değişim gerçekleşecekse önce algı ve anlayış biçimlerimizin gözden geçirilmesi gerekir. Yani kendi paradigmalarımızı anlamaya çalışırız. Bu hassas çizgidir.
İşyerinde önem verdiğiniz bir kişi size işle ilgili bir noktada kötü olduğunuzu söylüyorsa ve biz de o noktada iyi olduğumuzu düşünüyorsak hassas çizgi burada başlar.
Hassas Çizgiler; kişinin kendini tanıması, bu hassas çizgilerin tanınmasında önemli şeyler kazandırır. Aldığımzı tepkiler bizim kırmızı hassas çizgimizdeyse çok şiddetli tepkiler veriyoruz.
Bu hassas çizgilerin anlaşılması ne işe yarıyor? Kendini tanımanın Ögeleri:
1. Paradigmalarımız. Bilgiyi kazanma yollarımız, bilgiyi nasıl alıyoruz, nasıl işliyoruz. Bu bizim öğrenme süreçlerimizi de ortaya koyuyor. (Bilişsel ögeler)
2. Kendi değerlerimizi tanımak ahlaki yargılar.
3. Değişikliğe karşı vaziyet alışımız.
4. Kişilerarası ilişki modelimizin ne olduğu. (interpersonal)
Merkezimizde alanında uzman psikolog, klinik psikolog, psikoterapist, aile danışmanı, çift ve aile terapisti ve cinsel terapistler görev almaktadır. Kadromuzda bulunan uzman psikologlar, Ataşehir ve Nişantaşı merkezlerimizde çalışma programlarına göre saat 08:00 – 21:00 arasında hizmet vermektedir. Ofisimiz randevu sistemi ile çalıştığından dolayı mutlaka telefonla arayıp randevu almanızı öneririz.
Ataşehir Ofisimiz
ADRES: Brandium Rezidans A Kapısı R2 Blok D:102 K:10 Küçükbakkalköy – Ataşehir – İstanbul
TELEFON: 0 532 716 60 33 / 0216 504 46 09 / 0542 504 22 42
E-POSTA: bilgi@eslikpsikoloji.com
Nişantaşı Ofisimiz
ADRES: Valikonağı cad. Şakayık sok. no:42 Ihlamur palas apt. Teşvikiye – Nişantaşı – İstanbul
TELEFON: 0 532 716 60 33 / 0216 504 46 09 / 0542 504 22 42
E-POSTA: bilgi@eslikpsikoloji.com